Ankara, Kızılcahamam ilçesine bağlı Ankara-Çerkeş karayolu üzerinde, sırtını "ÇEYİL" meşeliğine dayamış, sol tarafında heybetli Işık Dağı, sağ tarafında Büyük Asar dağı bulunan, suyu; kuzpınar, hambarkaya ve arduçtan gelen; asırlık "TEKNE ÇAMI" ile kökleri Orta Asyaya dayanan, ayrıldığında insanın içine bir burukluk ve ateş düşüren, o tadına doyulmaz Gövel Suyu olan bir "ANADOLU KÖYÜ'DÜR."
Köyümüzü; hiç görmeyen, bilmeyen, kimseyi tanımayan, bir köyünün olduğunun farkında olmayan, biz kimlerdeniz, kimlerle akrabayız gibi şeyleri bilmeyen köye gelsin.
Arefe günleri ve Cenazelerde muhakkak gayret gösterip köye gelmeye çalışalım.
Bayram günleri de köye gelelim, akraba, komşu, hısım kavim ziyareti ile kabristan ziyareti yapıp dönelim olur mu.? olur.



27 Ekim 2022 Perşembe

Seyhamamı Mehmet Akyol Anlatımı ile


SEYHAMAMI

Kızılcahamam’ın Yukarı Kese Köyü’nün Seyhamamı tarihi özellikleri olan müstesna bir yerleşim alanıdır. Yılların ötesinden tarihe göz atıldığında burada öylesine özellikler ve güzellikler yaşanmıştır ki tarifi mümkün değildir.

SEYHAMAMI denilince ilk akla gelen tarihi özellikleri ve hala ilkelliğini diri tutan şifalı kaplıcaları gelir. Bu kaplıcalar özellikle fıtık, romatizma başta olmak üzere birçok derdin devasıdır.      * Muhteşem bir vadiyi süsleyen yerleşim alanının değişik bir coğrafi ve tabiat özelliğine sahip Seyhamamı’nın tarihi yaşam güzellikleri ile doludur. Mesela burada eski zamanlarda pazar dururdu.  Pazarda sebzesini, meyvesini, yağını, yoğurdunu, peynirini, sığırını, davarını burada satar ihtiyacını giderirdi. Her şey organik olduğundan Ankara ve civar il ve ilçelerden vatandaş özel olarak gelirdi.

YA PİYRAM mevsimi ?... Bu vadide Piyram kuyusu vardı. Her bir kuyuya 30-40 davar asılırdı. Davarlar asıldıktan sonra kuyuların ağızları hiç delik olmayacak, duman çıkmayacak şekilde çamurla sıvanırdı.      Piyramlık davarların erkeç, teke ve keçi olması daha muteber olurdu. Çünkü yağlı olmaması gerekirdi, zaten yağlı hayvan asma işlemleri olmadan çam yarması odunla kızdırılan kuyularda asılınca yağları erirdi. Belli bir saat bekledikten sonra asılan davarlar pişmiştir artık, kuyuların açılıp yüzlerce davarın çıkarılması esnasındaki enstantane görülmeye değerdi. Bu kargaşa ortamında şimdiye kargaşa ortamında piyramların karıştığı vaki olmamıştır. 

Piyramını alan koşarak çayırlarda bekleyen aile efradının yanına gider, saatlerce öncesinden hazırlanmış bazlamalı, börekli, çörekli, meyveli sofra bir başka anılarda iz bırakırdı adeta. Özellikle son bahar mevsiminde harman kaldırıldıktan sonra hem senenin yorgunluğunu gidermek ve tertemiz olmak için kadın ve erkeklerin ayrı ayrı yıkandıkları hamamlar tıklım tıklım dolar, tarihe malolacak hamam sohbetleri yapılırdı. Hey gidi hey o zamanlar hey…     

Bir Osman Çavuş ardı (Rahmetli Ayşe teyzenin kocası ) Ne adamdı o Allah’ım… Öylesine yakışıklı ve ihtişamlıydı ki lafı dinlenir, hatırı sayılır, misafirperverliği ile ün yapmış bir zatı muhteremdi (Allah Rahmet eylesin ) Aynı şekilde rahmet’i rahmana uğrayan Osman Çavuş’un eşi Ayşe Hanımefendindeki asalet hiç unutulur mu?... Yaşlandığı günlerde bile bir başka zarafeti, misafirperverliği, kadirşinastlığı ile herkesin takdirini kazanmış bir hanımefendiydi. *

Mehmet Dündar’ın lokantasında organik ürünlerden yapılan yemekleri, müşteriyi nimet sayan Seyhamamının yerlileri, rahmetli Esat Çavuşun alabildiğine yüksek sesle konuşmaları, Topal Salimin-Tek bacaklı topal Osmanın vadiyi çınlatan sedalarla kendilerini ispat etme gayretleri, pansiyonlara müşteri edinebilmek için gayret gösteren hanımlar, ancak daha önemlisi pansiyonların dışında Seyhamamı’nda bulunan otelin işletmecisi Dursun Dündar’ın kalenderliği ve misafirperverliği (Halen devam ediyor ) hiç unutulur mu ?

Alıntı 
Mehmet Akyol
Başkentliler Haber